Çocuk Hastalarına Uyuşturucu Verdiği İddia Edilen Salih Zoroğlu’nun Oyuncağa Sakladığı Gizli Görüntüleri Çıktı
Prof. Dr. Salih Zoroğlu hakkında patlak veren skandal, her geçen gün yeni bir boyut kazanırken; gazeteci Timur Soykan, kamuoyunun merakla beklediği görüntüleri ilk defa yayınladı. Zoroğlu’nun, oyuncak bir obje içerisine gizlemiş olduğu kamera ile elde ettiği görüntüler, skandalın derinliklerine ışık tutuyor.
Gazeteci Timur Soykan’ın, Prof. Dr. Salih Zoroğlu’nun tedavi sürecinde olduğu bir çocuğun evine yerleştirilen gizli kamera görüntülerini ilk defa ekranlara getirdiği bir haber yayınlandı.
Bu görüntülerde, Zoroğlu’nun çocuğun evinde bulunduğu ve mağdur çocukla olan etkileşimlerini gösteriyordu. Habere, mağdur çocukların annelerinden biri de katıldı.
Çocuk ve ergen psikiyatristi olan Prof. Dr. Zoroğlu, hastalarını ilaçlar ve telkinlerle etkileyerek ailelerini cinsel istismarla suçlamakla itham edildi ve tutuklandı.
Bu olayın medyada yer almasının ardından, Zoroğlu’nun benzer uygulamaları gerçekleştirdiği iddia edilen birçok aile, savcılıklara başvuruda bulundu.
BirGün gazetesinin muhabiri Timur Soykan’ın haberine göre, bir çocuğun annesi, Prof. Dr. Salih Zoroğlu’nu suçladı: “Kızımı ilaçlarla manipüle ederek, ailesi tarafından cinsel istismara uğradığına inandırdı. Kızımıza bir oyuncak kamera verip evimize yerleştirdi. Kamerayı bulduk ve hafıza kartında Profesör’ün görüntülerini bulduk” dedi.
Soykan, dün Halk TV’deki “Kayda Geçsin” programında bu gizli kamera kayıtlarını yayınladı. Görüntüler, Zoroğlu’nun tedavi ettiği çocuk vasıtasıyla ailenin evine gizli kamera yerleştirdiğini gösterdi.
Kamera kayıtlarında, Zoroğlu’nun yanı sıra, mağdur çocuğun evinin iç görüntüleri de bulunuyordu. Programa, mağdur olan çocuklardan birinin annesi de katıldı ve şunları ifade etti:
‘Bu net bir bilgidir, gerek benim kızım gerek diğer mağdur çocuklardan bir kısmı adli tıp raporu aldı. Yüzlerce kez tecavüze uğradığı söylenen çocukların raporları temiz çıktı. Benim kızım da bir uzman tarafından destek alıyor. Şu anda yaşadığı travmayı atlatabilmek adına terapi alıyor. Hocanın ketamin uygulamadığını söyleyenler oluyor.’
“Orada yürüyemeyecek durumda çocuklar gördüm.”
‘Ketamin temin edilmesinden uygulanmasına kadar, kızımın kolundaki iğne izlerine kadar, damardan ketamin uygulanmasına kadar şahit oldum. Kızıma uygulandı. Ben orada yürümeyecek durumda olan çocuklar gördüm. Ben Ayşe’nin o evde, bir bir buçuk ay, sabah akşam ketamin aldığını ben kulaklarımla duydum. Profesörün evinde. Bunların hepsi delilli. Salih hocanın ve beraberindekilerin cezalarını çekmesini istiyorum. Mağdur aileler, cezaevinde olanlar var. Bunların hepsine Salihzede diyorum.’
“Diğer doktorları, psikiyatr ve psikologları da bu olayın dışında tutmak istiyorum. Hepimizin onlara ihtiyacı var. Biz istiyoruz ki mağdur aileler, Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na giderek ifade versin. Ki böyle yanlış insanların, böyle yanlış tanılarla tedavi yapmalarını engelleyelim.”
Soykan, ilgili yazısında, söz konusu kamerada yer alan görüntülerle ilgili şunları yazmıştı:
‘Hoca bana ‘Oyuncak arabayı odayı gören yere koy, sürekli fişe tak. Ben neler olduğunu göreyim, elimizde delil olsun’ dedi. Babam odaya girdiğinde bağırıp çağırmamı, camları vurup kırmamı, ‘Bana tecavüz ediyor’ diye bağırmamı söyledi.’
Anne koşarak kızının odasına gidip araba şeklindeki hoparlörü aldı. Adaptörün içinde kamerayı ve hafıza kartını buldu. Profesör, kızının elleriyle evlerine kamera yerleştirmişti.
‘Bu cihazdan aldığımız kartı bilgisayara taktık. Kartta Profesör Salih Zoroğlu’nun görüntüleri var. Kameraya bakıyor.’
“Sakın yıkanma babanın DNA’sı üzerinde kalsın.”
‘Doktor kızıma ‘Uyurken üzerine bir şey örtme’ demiş. Bu sırada ona dokunmamıza izin vermiyor ve biz halen Asperger sendromu nedeniyle zannedip ‘Dokunmayalım’ diyoruz. Ama çocuk uyuduğu zaman bir anne, baba çocuğunu öper değil mi… Bu süreçte kızım hiç yıkanmıyordu. Sürekli kızıma yıkanmasını söylüyordum, bir türlü yıkanmıyor. Kızım o akşam bunu da anlattı; Doktor ‘Sakın yıkanma, babanın DNA’sı üzerinde, kıyafetlerinde kalsın’ demiş. Bunların delil olduğunu söylemiş.’”
İşte o anlar:
